“ Yepyeni bir program… Maçlar oynanmadan önce karşılaşmalarda neler olabileceğini araştıran ve tartışan tek program…
Kerem Öncel’in sunuculuğunu yaptığı programda Gürkan Kubilay ve Serdar Çelikler haftanın maçları hakkında değerlendirmelerde bulunuyor.
Takımların gözden kaçan zaafları, rakip takıma gol atmanın püf noktaları, bilgisayar analizli görüntülerle anlatılıyor. Futbolculara, o hafta karşısında oynayacak oyuncunun özelliklerini çıkararak, yorumcu olmak isteyen seyircilerine kendini ifade etme imkânı veriyor.
‘İleri Üçlü’, Her Cuma TRT 1’de… “
Bu ifadelere birkaç cümle de ben eklemek istiyorum. Çünkü izlediğim kadarıyla bu tanıtım ifadeleri az ve eksik kalmış. “ Üç büyüklere, eğer ilgilenmezlerse diğer takımlara, Arjantin liginden, İspanya’dan , Güney Amerika’dan harika futbolcu transfer önerileri, bu adamları kaçırmayın, menajerlik hizmeti, bunun yanında her programımıza ayrı ayrı konuklar alıyoruz.“
Programın formatı ne sizce ? İzlediniz mi? Ya da yukarıdaki cümleleri okuyup televizyon karşısına oturduğunuzda ne izleyeceğinizi düşünürsünüz?
Bence programın dört ayak üstüne oturtulmuş, bir formatı yok. Aslında diğer futbol tartışma programlarından ayrılan bir yanı olmadığı gibi, diğer benzerlerinin yanında vasatın çok altında kalıyor.
Neden emsalleri ile aynıdır diyorum. 18 Aralık Cuma günü programı izledim. İstanbul Büyükşehir Belediye Takımı teknik patronu Abdullah Avcı’da konuktu. Programın giriş konusu, aynı gün oynanan Beşiktaş – Bursaspor maçı seçilmiş. Önce maçın özetini izledik. Ardından karşılaşma hakkında Abdullah Avcı dahil her konuk görüşlerini belirtti. Şimdi bakın en önemli nokta bu. Maçı pozisyon pozisyon tekrar değerlendirmeye aldılar. Geri sardılar ileri aldılar, penaltı dediler, hakem hatalarından bahsettiler. Programın sunucularına bakıyorum, hakemlik görevi yapmış, bu konuda eğitim, seminer almış, sertifika sahibi olmuş kimse yok. En azından bu benim için önemli kriter olsa da her izleyici için olmayabilir. Kabul ediyorum, pozisyonlar hakkında herkesin bir görüşü olur, farklı olması da doğal. Diğer kanallarda pozisyon değerlendirmesi yapanlar da zaten bu yetilere sahip olmayabiliyor. Benim değinmek istediğim ana tema. Bir iki gün sonra aynı kanalda TRT Stadyum programı yayına girecek. Hani farklıydınız? Aynı konular orda da konuşulacak. Hakan Şükür ve Ömer Üründül’de bu maç hakkında görüşlerini söyleyecek. Hatta sizin programınızın bir saatini alan bu maç, diğer programın da aynı oranda zamanını alacak. Yukarıdaki tanıtım cümlelerinde maçlar oynanmadan önce maçları değerlendirir, zaafları gözler önüne serer ifadeleri var. Oysa siz 1 saatten fazla zamanı, oynanmış bir maçı değerlendirerek harcadınız. Bunun gibi tamamlanmış maçları değerlendiren bir çok spor programını her kanalda izleme imkanını zaten buluyoruz.
Oynanmamış maçların değerlendirmelerini de yapıyorsunuz, izliyoruz. Ama yine bilgisayar analizi, maç verileri, oyuncu pozisyonları diye önümüze koyduklarınız, her kanalın saatlerce üstünde durduğu Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’dan öteye gitmiyor. Büyüklerin 3-5 pozisyonunu analiz ederek futbolla ilgilenen herkesin bildiği oyuncuların oyun ve pozisyon stillerini yayınlayarak, bence zaman kaybediyorsunuz. Diğer takımlara yapmış olduğunuz yorumlar bir elin parmaklarını geçmiyor. Manisaspor’da oynayan defansif orta saha oyuncusu Yiğit’ti sanırım ismi ve Eskişehirspor’lu Youla hakkında yapılan olumlu birkaç cümle hatırım da kalan kırıntılar. O zaman tanıtım cümlelerinde geçen “Takımların gözden kaçan zaafları, rakip takıma gol atmanın püf noktaları, bilgisayar analizli görüntülerle anlatılıyor.” gibi ifadelerde, takımların değil, dört büyüklerin zaafları olarak değiştirilmeli. Çünkü Bursaspor’un, Antalyaspor’un, Diyarbakırspor’un, hatta bu hafta konuğunuz olan Büyükşehir Belediyespor takımının pozisyon hatalarını, oyuncu stillerini yayınladığınıza hiç rastlamadım. Oysa programın lokomotifi Dr. Gürkan KUBİLAY der ki “ benim analiz ekibim bu verileri çıkartırken, tüm maçların 90 dakikalarını izliyor.” Siz izliyorsunuz, biz izleyemiyoruz. Ama bu analizden karşımıza yine Youla fırsatçı ve hızlı bir forvettir gibi bildiğimiz konular, ve her futbol programının yaptığı gibi, dört ana takımın oyuncuları çıkıyor. Siz programı hazırlayanlar, gerçekten vermek istenilen veya o kadar analizden ve izlenen maçlardan sonra ortaya çıkan bu mu? Yoksa bu da popüler pazarlama taktiklerinden, çoğunluğa hizmet mantığı mı? Amaç çoğunluksa fark yaratmayıp yine sıradanlaşıyorsunuz.
Konu analiz ekibine gelmişken, ilginç maç tahminlerinden bahsetmeden geçmek istemem. Programda açıklanan çalışma şekli, analiz ekibinin, takımların iç ve dış saha performanslarını, attığı yediği gollerle harmanlayarak, birkaç yılın verilerini bilgisayar yoluyla tahmine yönelik hazır hale getirdiği. Ortaya çıkan tablo şu şekilde….
İlk önce o kadar emeğe sunum daha iyi olabilirdi. Powerpoint ekranından fırlamış bir görüntü göz zevki açısından bence kanalın adına yakışmıyor. Ama içerik sunumdan çok daha zayıf. Önümüze sunulan maç sayısı ve iddaa analizi dedikleri, iddaa programının %5 i bile değil. Analiz yapılan maçlar hakkında değinilen konular bilgisayarımız evsahibi demiş. Neden? detay yok. Neden derinlere inilmiyor. Espanyol neden %38 çıkmış? İç saha performansından mı? İç sahada çok gol atmasından mı? Hayır söylenen hepsi içinde işte. Hepsinden biraz var. Oyuncular ki en büyük faktör ? Hoca faktörü? Kanatlarımı iyi kullanır bu Espanyol? Kaptanı kimdir? En değerli oyuncusu hangisidir? Almeria’yı neden yener? Espanyol’dan bir kare göster, TV ekranlarındasın, değerlendir.
Bahis forum sitelerine bakın. Adminlerin, modaratörlerin çok kızdığı, sürekli uyarı yaptığı bir durum vardır. Üyelerimiz, lütfen forumda maçlara bol gol olur, evsahibi kazanır, berabere biter gibi yorum içermeyen cümlelerle katılım yapmayın. Bilgi verin, paylaşım değeri taşıyan sunumlar yapın. Yoksa her maça herkesin bir çok gol olur yorumu zaten vardır. Şimdi İleri Üçlü adına fark yaratan ne? Analiz ekibi boşuna mı vakit harcıyor? O kazanır bu kazanır demekle bence ekranlar boşuna işgal ediliyor. Doyurucu bilgi yok. Ama neden yok? Konunun özü aslında tahminlerin ne kadar doğru olduğu değil ki çoğu da tutmuyor zaten, içeriğidir. Geçtiğimiz haftalarda da şöyle bir hataya rastlamıştım. Değinmeden geçemeyeceğim. İspanya’daki Xerez takımının ismini ekrana Xerex şeklinde yansıtmışlardı. Hatta konu konuşulurken bu İspanyolca’da Herez diye okunur aynı Xavi’ye Havi dendiği gibi konuşmalar geçti. Eee ekrana yansıyan takımın adı yanlış oldu. Çok gülmüştüm. Sonra dikkatimi çekti bir başka ligde daha yine bir takımın ismi böyle yanlış yazıldı ekranlara. Detayında şunu da düşünebiliriz. Analiz ekibi adına soruyorum. Bir analiz yapabilmek için bir veriyi sürekli aynı karakterlerle kullanmalısınız ki sonuçlar ortak ve doğru çıksın. Ekip arka planda maç sonuçlarını elle giriyor sanırım ki bir internet serverından otomatikte alabilirler. Ya bu Xerez takımının adı tüm analizlerde yanlış yazılmış öyle sonuç alınıyor. Ya da ekrana sunumu hazırlayan personel hatayı yapıyor, o zaman derinlere inmeye de gerek yok zaten.
Bu programda da Villareal yazdılar yılların Villarreal’in adını. Yine bu programda, Heracles kazanır dediler. Ancak bu cümle kurulduğu saatlerde, Heracles, Venlo'yu çoktan 1-0 yenmiş, maç bitmişti. Yakıştı mı?
Hepsi şovun bir parçası. Analiz ekibi bir şeyler yakalarsa sayın Kubilay tavan yapacak. Daha önce bir benzerini analiz ekibiyle Show Tv ekranlarında denemişti. Sanırım Lig TV’de de program yapmış belki de hala yapıyor, izlemedim. Birkaç yıl evvel, olmadı şimdi yeni bir girişim yapmış, TRT’de bu reytingin peşinde. Ama eminim kendi de farkındadır ki bahis bilgileri için yeterli yardımı bize kesinlikle sağlamıyor. Ya da daha kötüsü farkında değil, yaptığı işin doğruluğuna inanıyor.
Yazımın başında benim program tanıtımına eklediğim cümlelere gelirsek, henüz değinmediğimiz bir menajerlik hizmeti de var İleri Üçlü’nün. Bence tam bir fiyasko burada konuşulanlar. Şimdi oldu mu? Yani nedir bu yapılan? Sayın Kubilay iki üç defa izlemiş televizyonda bu isimleri, özelliklerini ballandıra ballandıra anlatıyor. Gidip stadda izlememiş, televizyonda izlemiş, kendi beyanı. Yani bu oyuncular kameraya takıldığı anda görmüş. 90 dakikanın kaç dakikası izlemiş hesap edin artık. Top geldiğinde izlemiş. Top diğer alandayken nasıl pozisyon almış bu futbolcu? Ailevi durumları nedir? Ahlakları nasıldır? Türk toplumuna, futboluna uyum sağlar mı? Bir futbolcu önermek bu kadar ucuz mu? Ama iş olsun, renk olsun, dakika dolsun, en önemlisi de ben söylemiştim şimdi Juventus’ta oynuyor olsun. Seyirciyi bırakın futbolcu önerdikleri kulüpleri çok hafife almaktır bu tavır.
Benim de İleri Üçlü’ye bir yorumcu önerim var. Sayın Kubilay’ı ileri üçlüden kızağa alsınlar, ileri ikili oynasın, defansa Uğur Meleke gibi oturaklı bir yorumcu alsınlar. Çünkü kendisini ekranlarda görmeyi özledik.
Aynı program bir başka şaşkınlık daha yaratıyor ben de. Galatasaray’ın Avrupa UEFA ligi’ndeki rakibi Atletico Madrid’i değerlendirirken, ekrana gelen Atletico video görüntülerinin % 50 sinde Fernando
Torres var. Soruyorum? Bu oyuncu hangi takımda oynuyor? Liverpool’a transfer olalı kaç sene olmuş? Programı geçtim TRT’desiniz. Yok mu bu işlerde katalizör görevi yaparak müdahale edecek birileri. Lille’den bahsettiler. Gervinho dediler, Frau bu sene formda dediler. Lyon maçını izledim. Sonradan oyuna giren Hazard ve De Melo var. Maçın sonucunu değiştirdi iki isim, neden değinilmiyor? De Melo’nun fiziğini hırsını gözlemlediniz mi? Galatasaray’a öneririm forvet olarak. Sakatlığı vardı, düzelsin Lille daha çok gol atar.
Torres var. Soruyorum? Bu oyuncu hangi takımda oynuyor? Liverpool’a transfer olalı kaç sene olmuş? Programı geçtim TRT’desiniz. Yok mu bu işlerde katalizör görevi yaparak müdahale edecek birileri. Lille’den bahsettiler. Gervinho dediler, Frau bu sene formda dediler. Lyon maçını izledim. Sonradan oyuna giren Hazard ve De Melo var. Maçın sonucunu değiştirdi iki isim, neden değinilmiyor? De Melo’nun fiziğini hırsını gözlemlediniz mi? Galatasaray’a öneririm forvet olarak. Sakatlığı vardı, düzelsin Lille daha çok gol atar.
İleri Üçlü şu an ara verdi. Bir ay ekranlarda yoklar. Avrupa’da maçlar devam ediyor. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzon yokken sanırım programın süresi dolmaz, bu yüzden dinleniyorlar. Ben çok fazla şikayetçi değilim bu durumdan.
Barış DİŞLİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder